İmzalı Bordroya Rağmen Fazla Mesai Alacağının Tanıkla İspat Edilmesi
Fazla mesai (Fazla Çalışma), İş Kanunu madde 41 kapsamında “kanunda yazılı koşullar çerçevesinde, haftalık kırkbeş saati aşan çalışmalardır” olarak tanımlanmıştır. Bu tanım kapsamında, fazla çalışmanın karşılığında bir alacağa hak kazanılması için temel olarak haftalık kırkbeş saatin üzerinde bir çalışmanın var olması gerekmektedir. Ancak, İş Kanunu madde 63 hükmüne göre denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık iş süresini aşmamak koşulu ile, bazı haftalarda toplam kırkbeş saati aşsa dahi bu çalışmalar fazla çalışma sayılamayacaktır. Öte yandan, fazla çalışma yalnızca haftalık kırkbeş saati aşan çalışmalarda değil, şartları oluştuğunda başkaca çalışma şekillerinde de var olabilecektir. Fazla çalışmanın kanuni şartları oluştuğunda her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde elli yükseltilmesi suretiyle ödenmelidir.
Halk arasında ve zaman zaman yargılamalarda da bordro olarak kullanılan kavram aslında İş Kanunu madde 37 kapsamında düzenlenen ücret hesap pusulasıdır. Ücret hesap pusulası düzenlenirken ödemenin günü ve ilişkin olduğu dönem ile fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve genel tatil ücretleri gibi asıl ücrete yapılan her çeşit eklemeler tutarının ve vergi, sigorta primi, avans mahsubu, nafaka ve icra gibi her çeşit kesintilerin ayrı ayrı gösterilmesi gerekmektedir. Ücret hesap pusulaları, işçi tarafından ihtirazi kayıt olmaksızın imzalandığında kesin delil niteliğinde olur. Bu bağlamda, işçinin fazla çalışma ücretine hak kazanamayacağı Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından kabul edilmektedir: “Fazla çalışma yaptığını ve tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma ve tatil alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.” (E. 2020/4878 K. 2021/2873 T. 1.2.2021)
Bu durumda, fazla çalışma olgusu tanıkla ispat edilemeyecek olup kesin delil niteliğinde olan imzalı bordroya karşı yazılı belge sunulması elzemdir. Ancak bilindiği üzere uygulamada çoğu zaman imzalı bordroların aksini kanıtlayacak yazılı belge işçinin elinde bulunmamaktadır. Dolayısıyla, imzalı ve ihtirazi kayıt olmayan bordrolarda yer alan fazla çalışma ücretine ilişkin davaların kazanılma ihtimali kalmamaktadır.
Ancak bazı hallerin varlığında imzalı ve ihtirazi kayıt olmayan bordroların aksini yazılı belge haricinde ispatlamak mümkün olabilmektedir. Bu tür durumlar Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin uygulamaları kapsamında belirlenmekte olup içtihadın güncelliğine ve işçilik alacaklarına ilişkin davalarda iş hukuku alanında uzman bir avukatla çalışmakta fayda vardır.
- İmzanın Sahte Olması
Bordro üzerinde yer alan imzanın sahte olup olmaması bordronun kesin delil niteliğinde olması açısından önem arz etmektedir. Bordroda yer alan imzanın sahte olması veya imzanın bir başkası tarafından atılması durumunda bordrodaki alacaklara hak kazanan işçinin imzası yer almadığından ilgili bordronun artık kesin delil niteliği bulunmayacaktır. Dolayısıyla, tanık beyanları, herkesçe bilinen genel bazı vakıalar, işçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğu da fazla mesai ücretinin doğup doğmadığı konusundaki araştırmalara dahil olabilecektir.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin yerleşmiş uygulaması da bu yöndedir:
“Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma ve tatil alacağının ödendiği varsayılır.” (E. 2020/4878 K. 2021/2873 T. 1.2.2021)
“İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.” (E. 2022/4990 K. 2022/5928 T. 12.5.2022)
- İşçinin Ücretinin Düşük Gösterilmesi
Bordrolarda işçinin ücretinin olağandan düşük gösterildiği hallerde bordronun gerçek durumu yansıtmadığı Mahkemece göz önüne alınarak gerçek ücrete göre tahakkuklarda geçen saat sınırları ile hesaplamaya gidilmeli ve ödenen miktarlar mahsup edilmelidir. Bordroların gerçek durumu yansıtmadığı hallere, SGK primi ve banka kanalıyla yapan maaş ödemesi dışında elden ücret/maaş ödenmesi halleri, iş sözleşmesi ile anlaşılan ücretten daha düşük ücretin bordroya yazılması, bir ticaret şirketi bünyesinde yapılan çalışma sonucunda ücretin (SGK primini düşük göstermek/vergi kaçırmak ve benzeri sebepler) Şirketin banka hesabından ve şirket sahibi gerçek kişi tarafından banka kanalıyla bölünerek gönderilmesi örnek verilebilir.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi yerleşmiş uygulamasına göre ücretin bordrolarda düşük gösterilmesi durumunda gerçek ücrete göre tahakkuklarda geçen saat sınırları ile hesaplamaya gidilmeli ve ödenen miktarlar mahsup edilmelidir: “Davacı işçi fazla çalışma ücreti alacağı talebinde bulunmuş, mahkemece yapılan fazla çalışma karşılığının imzalı bordrolarda gösterilen tahakkuklar ve banka kayıtları çerçevesinde ödendiği gerekçesi ile isteğin reddine karar verilmiştir. Dairemiz uygulamasına göre imza içeren ve fazla çalışma tahakkuku yapılan bordrolarda kural olarak hesap döneminin dışlanması gerekirse de davacının ücretinin bordrolarda düşük gösterildiği dosya içeriği ile sabit olduğundan gerçek ücrete göre tahakkuklarda geçen saat sınırları ile hesaplamaya gidilmeli ve ödenen miktarlar mahsup edilmelidir.” (E. 2016/21122 K. 2020/12250 T. 19.10.2020)
- Sembolik Olarak Gösterilen Fazla Çalışmanın Gösterilenden Fazla Olması
Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin uygulamasına göre, sembolik olarak gösterilen ve ödenen ücrete karşılık çok daha fazla mesainin var olduğunun anlaşılması halinde ilgili dönemdeki ödenen ücretin mahsubu ile sonuca gidilmesi gerekmektedir: “Ancak dosyada mevcut bordroların incelenmesinden; davacı işçiye her ay genel olarak 13 saat ile 22 saat arasında değişen sürelerle fazla mesai karşılığı ücret tahakkuk ettirildiği, ayrıca genel tatil tahakkukların zamlı olmadığı ve çalışılmadan ödenecek genel tatil karşılığı ücret tahakkuk ettirildiği görülmektedir. Dairemiz incelemesinden geçen emsal dava dosyaları ile davacı tanıklarının birbiri ile tutarlı beyanları dikkate alındığında işyerinde yapılan fazla mesainin tahakkuk ettirilenden çok daha fazla olduğu, sembolik gösterildiği ve davacının genel tatillerde çalıştığı anlaşılmaktadır. Gerçek durumu yansıtmadığı açık olan ücret bordrolarındaki kısmi tahakkuklara itibar edilerek tüm fazla mesai ve genel tatil alacaklarının işçiye ödendiği düşünülemez. Mahkemece tanık beyanlarının birlikte değerlendirmeye tabi tutulması, davacının fazla mesai süresi ve çalıştığı genel tatillerin tespit edilmesi, imzalı olan ve ihtirazi kayıt içermeyen bordrolarda tahakkuk ettirildiği anlaşılan süreler ve ödemelerin hesaptan mahsup edilmesi, oluşacak sonuca göre davacının alacaklarının hüküm altına alınması gerekir. Yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.” (Yargıtay 9. HD., E. 2015/23369 K. 2018/19971 T. 08.11.2018)
- Hukuk Dairesi bir başka kararında bordroda fazla mesai tahakkukunun “0” (sıfır) olması halinde fazla mesainin sıfır olduğu dönemlere ilişkin tanık dinlenebileceğini kabul etmektedir: “Dosyanın tetkikinde; 2014 yılı 2,3,4,5,7,10’uncu ile 2015 yılı 3’üncü aylara ait bordrolarda fazla mesainin “0” olarak gösterildiği, 2015 şubat ayına ait bordronun ise fazla mesai tahakkuku içerdiği ancak imzasız olduğu görülmüştür. Bu durum karşısında belirtilen dönemlerde fazla mesai tanık beyanlarına göre hesaplanmalı, 2015 şubat ayı için ödenen miktar hesaplanan toplam tutar üzerinden makul oranda takdir indirim yapıldıktan sonra mahsup edilmelidir. Talebin tamamen reddi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.” (E. 2017/16154 K. 2020/6651 T. 29.6.2020)
Görüldüğü üzere, imzalı ve ihtirazi kayıt içermeyen bordrolar her zaman kesin delil niteliğinde olmayıp yukarıda açıkladığımız belirli şartların oluşması halinde tanık deliline başvurulabileceği açıktır. Bu bağlamda, bordro okumayı bilen ve iş hukukunda uzman olan bir avukattan hukuki destek alınması işçilik alacakları davalarında hak kaybınıza uğramamanız için önem arz etmektedir.
Yorum yapmaya kapalı.